Geçmişten günümüze insanoğlunun sürekli irdelediği ve üzerinde pek çok felsefi düşünce geliştirdiği var olma durumu esasında yaratılış söylencelerinin kaynağını oluşturmaktadır. Dünya üzerindeki farklı kültürlerin insanlığın başlangıcı ile ilgili neden ve nasıl sorularının etrafında pek çok yaratılış miti geliştirdiği görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında mitlerin insanoğlunun dünyayı anlama ve ona uyum sağlama amacını taşıyan metinler olduklarını söylemek mümkündür. Yaratılış söylenceleri her kültürde ve her medeniyette farklı şekillerde söylenegelmiştir. Bu farklılığın nedenlerinden biri de kültür ve coğrafya ilişkisidir. Yaratılış mitlerine bakıldığında hem kültürün hem de o kültürün şekillendiği coğrafyanın son derece etkili olduğu görülmektedir. Bilindiği üzere canlı bir varlık olan kültür coğrafyanın etkisiyle gelişip değişmektedir. Coğrafya da sahip olduğu şartlar çerçevesinde kültüre bir sınır çizmekte ve bu alanda devinim sağlamasına vesile olmaktadır.