Temiz çevre, insanların varlıklarını sürdürebilmesi için asgari bir koşuldur. İnsanlar tüm temel ihtiyaçlarını doğanın fiziksel ve biyolojik unsurlarından karşılamaktadır. Doğada var olup yararlandığımız hava, su, toprak olmadan varlığımızı sürdürebilmemiz mümkün değildir. Çevrenin insan yaşamındaki önemine rağmen insan eylemlerinden dolayı ekolojik denge bozulma aşamasına gelmiştir. Her yıl milyonlarca insan çevre sorunlarından dolayı kanser, diyabet, kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarıyla mücadele etmektedir. Bu hastalıkların bir kısmı ölümle sonuçlanmaktadır. Çevre sorunlarından dolayı her yıl milyonlarca insan yaşamını yitirmektedir.
Milyonlarca insanın ölümüne neden olan çevre sorunlarının adil bir şekilde bölüşüldüğünü söylemek pek mümkün değildir. Özellikle gelecek kuşaklar, ekonomik açıdan dezavantajlı gruplar, kadınlar ve hayvanlar çevresel sorunlardan daha fazla etkilenmektedir. Aynı zamanda bu gruplar doğal kaynaklardan da daha az pay alabilmektedir. Çevresel sorunların ve kaynakların insanlar arasında adil bölüşülmemesi çevresel adaletsizlik adı verilen bir sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Çevresel adaletsizlik, içinde yaşadığımız dönemin en önemli toplumsal meselelerinden bir tanesi olmasına rağmen bu konunun Türkiye’de akademi dünyasında yeterince ilgi görmediğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Sayfa: /