Sözlü geleneğin bir ürünü olarak dilden dile aktarılıp, geçmişten günümüze uzanan bir köprü olan atasözleri de bu büyük hazinenin en önemli kaynaklarından biri olarak göze çarpmaktadır. Atasözleri toplumun zekâsının inceliklerini gösteren, öğretici unsurlar taşıyan, herkesçe benimsenmiş özlü sözlerdir. Bir milletin tecrübelerinin ürünü olması sebebiyle; halkın duygu ve düşüncelerinin, örf ve âdetlerinin, yaşam şartlarının, dünya görüşünün ortaya çıkarılmasında Halk biliminin bu türü önemli bir yere sahiptir.
Biz de bizlerden kilometrelerce uzak bir bölgede, yaşam mücadelesi veren Uygur Türkleri’nin çeşitli kaynaklardan topladığımız atasözlerini neşretmeye karar verdik. İşe toplamış olduğumuz atasözlerini transkripsiyonlu olarak Latin harflerine çevirmekle başladık. Transkribe ettiğimiz seçme atasözlerini Türkiye Türkçesi’ne aktardık ve bu vesileyle de Uygur Türkü’nün sosyo-kültürel yaşamı hakkında bir takım bilgiler ve ipuçları edinme şansı bulduk.