Bu çalışmanın birincil amacı, yazılı kaynakları kısıtlı olmasına rağmen tarih içerisinde birçok dili etkilemiş bir Türk lehçesinin izini sürmektir. Bu lehçe, R/L-Türkçesi grubuna dâhil olmasının yanı sıra, Proto-Türkçe *d- ve *ń- seslerine, dolayısıyla Genel Türkçe y- sesine karşılık *ś- ünsüzüne sahip olmasıyla ön plana çıkmaktadır.
Bu lehçenin varlığına dair ilk izlenimlerimi Klasik Moğolca söz varlığındaki Türkçe kökenli kelimeleri incelediğim doktora tezim üzerinde çalışırken edindim. Moğolca söz varlığını muhtemel Türkçe alıntılar için tararken Genel Türkçe y- sesine karşılık Moğolcada s- ile başlayan bir dizi alıntı sözcük keşfettim. Bu sözcükleri, uzun zamandan beri bilinen, üzerinde çalışılan, Genel Türkçe y- sesine karşılık sz- ile başlayan Türkçe kökenli Macarca sözcüklerle birleştirince ortaya bambaşka bir tablo çıktı. Bulgar Türkçesinin, varlığından bile şüphe edilen “ś’li ağzı” bir anda gayet gerçek ve tahmin edilenden çok daha eski bir Türk lehçesine dönüştü. Çalışmamda bu lehçeye, R-Türkçesi ve Z-Türkçesi gibi adlandırmalardan ilham alarak “S-Türkçesi” adını verdim. Moğolca ve Macarcaya ödünç verdiği sözcükler sayesinde varlığından haberdar olduğumuz bu lehçenin izlerini hem başka dillerde hem de Türkçede takip etmeye devam ettim. Sonunda, Proto-Permceden Tunguzcaya, Proto-Samoyedceden Ermeniceye, Xiongnu ve Tabgaç dilinden tarihî ve çağdaş Türk lehçelerine varana kadar birçok dilde bu lehçenin küçüklü büyüklü izlerini buldum. Bütün bu alıntı sözcükler kitabın birinci ve ikinci bölümünü oluşturmaktadır.
Sayfa: /