Tarımsal üretimde ciddi ekonomik kayıplara sebep olan istilacı türler önemli bir yere sahiptir. Bunlar, genellikle yabancı türler veya egzotik türler olarak bilinen, yerleştiği ekosistemleri önemli ölçüde değiştiren veya bozan yerli olmayan zararlı türler olarak bilinirler. İstilacı türler, doğal göçlerle yeni alanlara gelebildikleri gibi küresel ticaret gibi insan faaliyetleriyle de yeni habitatlara taşınması, en yaygın yollar olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, iklim değişikliğinin neden olduğu daha yüksek ortalama sıcaklıklar, yağmur veya kar modellerindeki değişikliklerde istilacı türlerin yeni alanlara taşınmasını sağlamaktadır. Bu türlerin bazıları yeni habitatlarda uzun süre hayatta kalamazlar, çünkü yeni çevrelerinin getirdiği zorluklara uyum sağlayacak adaptasyonlara sahip değildirler. Bu türlerin bazıları ise yeni habitatlara yerleşerek diğer türlere karşı yerleşik bir rekabet avantajına sahip oldukları zaman istilacı hale gelebilir. Özellikle ekosistem, onları kontrol altında tutabilecek doğal avcılardan yoksunsa, yeni gelen bu türler hızlıca çoğalarak, yüksek popülasyonlar oluşturabilir ve zarar meydana getirirler. Bu türler, yerli türlerin yiyecek, yaşam alanı veya diğer kaynakları elde etmesini engelleyebilir. İstilacı türler, doğal olarak yaşayan türler için önde gelen tehditler arasındadır. Bu türler zamanla, yerli türlerin yerini etkili bir şekilde alabilir ve çoğu zaman birçok yerli türün yerel olarak yok olmasına neden olabilir. Tehdit altındaki veya nesli tükenmekte olan türlerin yaklaşık %42’si istilacı türler nedeniyle risk altındadır. İnsan sağlığı ve ekonomileri de istilacı türler nedeniyle risk altındadır. Ayrıca, bu türler istila edilen bölgeleri daha da bozabilecek parazitleri ve patojenleri yayan hastalık vektörleri olarak da hizmet edebilir. Bunun sonucu olarak istilacı bu türler ekolojide bozulma, genellikle ekosistemin biyolojik çeşitliliğini azaltma ve sonuç olarak da ekosistemin biyolojik kaynaklarına bağımlı olan insanlara ekonomik olarak zarar verebilir.