Tolstoy, bu çerçevede iki yanlış tutumdan söz etmektedir. Bunlardan birincisi mutlak metafizik ve dinî tutum, diğeri ise mutlak bilimsel ve akılcı tutumdur. Birinci tutum insanı gerçek yaşamdan soyutlarken, ikincisi dini ve maneviyatı hiçe sayarak insanı en temel değerlerinden uzaklaştırmaktadır. Bu iki tutum da insanlık tarihi boyunca birçok sıkıntıya sebep olmuş ve insanlara ağır bedeller ödetmiştir. Bu da göstermektedir ki insanın beden-ruh bütünlüğünden oluşmuş tabiatını bozan, bir yönünü aşırı yüceltirken, başka bir yönünü görmezlikten gelen hiçbir düşünce veya ideoloji başarıya ulaşamamıştır. Buna insanın akıl-vahiy, bilim-din bütünlüğünü de eklemek gerekir.
Sonuç olarak bu çalışmada aslında tarihi seyir içerisinde felsefe ve İslami ilimlerin sıkı bir ilişki içinde oldukları ve birbirlerini destekledileri; İlahiyat ve islami ilimler fakültelerinde felsefe ve din bilimleri derslerinin; müfredat, eğitim ve öğrenci gelişimi açısından vazgeçilemez olduğu vurgulanmıştır. Zira “insan düşünen bir varlıktır” önermesi nasıl felsefeyi çağrıştırıyorsa; “insan bir ruh varlığıdır” önermesi de dini çağrıştırmaktadır. Bu iki alandan birinin yokluğunun, insanı eksik bırakacağı aşikârdır.
Sayfa: /