Osmanlı şehirleri tasvir edilmek istendiği zaman ilk olarak anılacak hususların başında vakıf yapıları gelmektedir. Bilindiği gibi Osmanlı Devleti, şehir ve kasabalarda eğitimden dini hizmetlere, sağlıktan konaklamaya kadar toplumun ihtiyaç duyduğu neredeyse her hizmeti vakıflar yoluyla gerçekleştirmişti. Vakıf müessesi, bir taraftan toplumun önemli ihtiyaçlarına cevap verirken, öbür taraftan hem Osmanlı şehirlerinin silueti ve mimarisinin oluşumunda hem de şehirde yaşayan insanların istihdamında önemli kuruluşlar olmuştur. Diyarbakır’da bulunan mimari eserlere bakıldığı zaman, farklı kültür çevrelerinin bir bileşeni olarak ortaya çıktıkları anlaşılmaktadır. Osmanlı döneminde Diyarbakır’daki bu zengin kültür mirasının Osmanlı vakıf sistemi içerisinde yüzyıllar boyunca hizmet vermeye devam ettiği görülmektedir.