Türklerin tarih boyunca farklı coğrafyalarda hüküm sürmeleri onların farklı toplumlarla iletişim hâlinde olmalarını da beraberinde getirmiştir. Böylelikle Türk dili, kültür ve inanç çerçevesinde etkileşim hâlinde olduğu toplumlarla kültürel alışveriş yapmıştır. Tarih boyunca yapılan bu kültür alışverişi, Türkoloji bilimiyle ilgilenenlerin diğer kültürleri de tanımasını gerekli kılmıştır. Dillerin etkilenmesi ve etkilemesi “dil” kavramının doğasıdır. Türk dili de bu çerçevede dillerin doğal yapısı gereği tarihî zeminde hem etkileyen hem de etkilenen konumda olmuştur. Bunun en belirgin örneği Türkçenin yazıldığı alfabelerdir. Türkler girdikleri farklı sosyal çevrelerle beraber farklı yazı sistemleri kullanmışlardır. Hiçbir dil Türkçe kadar farklı alfabe ile yazılmamıştır. Tüm bunlar Türkçenin incelenmesinin zorluğunu ortaya koyan somut veriler olarak görülebilir. Bu bağlamda Türk dilinin tarihî seyri içerisinde fonetik, morfolojik, leksik ve semantik gelişmelerin çağdaş dil yaklaşımlarıyla da incelenmesi gerekliliğini doğurmuştur.
Sayfa: /