George Perkins Marsh’ın 1864 yılında kaleme aldığı “Man and Nature (İnsan ve Doğa)” adlı eseri, başta Amerika olmak üzere dünyanın birçok yerinde etkisini hissettirdi. Marsh Amerika’daki çevreciliğin, ekolojinin ve sürdürülebilirliğin öncüsüydü. Temel olarak insan eylemlerinin yeryüzü üzerindeki geri döndürülemez etkilerine odaklanıyordu. 1864 yılındaki eseri tüm dünyaya “Amerika’da çevresel bozulmanın başladığının ve bunun önlem alınmazsa zamanla tüm dünyaya yayılacağının” ilk işaretini gönderiyordu. Marsh’tan yaklaşık 100 yıl sonra, bu kez de bozulmanın doğayı nasıl ele geçirmeye devam ettiğini ve dünyanın nasıl bir krize doğru sürüklendiğini çarpıcı şekilde gözler önüne seren kişi Rachel Carson olmuştu. Carson 1962 yılında yayımladığı “Silent Spring (Sessiz Bahar)” adlı eseri ile tüm dünyanın dikkatini tekrar bu konuya çekmiş, çevresel kaygılarını belki de o zamana kadar görülmüş en çarpıcı ve akıcı şekilde ifade etmişti. Silent Spring‘in ikna dili zaferi getirdi ve DDT’nin yasaklanması ile bu zafer perçinlendi. Eser dünya çapında birçok çevre hareketinin de esin kaynağı oldu.