Şurası kesin ki vicdanlı bir öğretmen, sürekli yeni şeyler öğrenir, onları kendi bilgi dağarcığının bir parçası hâline getirir, bilgilerini yenileriyle güncel ve taze tutar, metotlarını sürekli yeniler ve sınıfına bu yeni bilgiler ve yeni öğretme metotları ile gider. Hiçbir zaman mevcut bilgileriyle yetinmez, eski bilgilerle sınırlamaz kendini, daima yeni şeylerin susuzluğunu çeker.
Sosyal bilimlerin başat şubelerinden biri olan edebiyat bilimi, bilimsel yetkinliğini oldukça geç zamanlarda ispat etmiştir. Bu güçlüğe bir de edebi metni anlamak için hemen her sosyal bilimden ve kuramdan taşınan metotlar ve bunlarla ilgili terimleşme sorunları da eklenince edebiyat araştırmacılarının işi iyice zorlaşır.