Türk ordusunun siyasetle ilgisinin1 köklerini ele alan bu kitapta, temelde birbirinin devamı halindeki iki konu incelenmektedir. İncelenen ilk konu, Osmanlı ordusunun giderek Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu haline geldiği siyasi ve kültürel dönüşümüdür. Belirtilen süreç, 1883’te Babıali tarafından askeri okulların modernleştirilmesiyle başlamıştır. Bu okullardan yetişen reformist subaylar; 1908 Devrimi’nin kıvılcımı olan Resneli Niyazi’nin II. Abdülhamit’e başkaldırısıyla görünür hale gelmiş, 1908’den 1922’nin sonuna kadar geçirdiği tüm savaşlar ve siyasi çalkantılardan sonra Cumhuriyet ordusunun kültürel embriyonunu oluşturmuştur. 1914’te, İttihat ve Terakki’nin üstü kapalı da olsa, 1883 öncesindeki askeri okullardan mezun olan subay ve generalleri tasfiye etmesiyle birlikte, I. Dünya Savaşı’nı ve Türk Kurtuluş Savaşı’nı 30’lu yaşlardaki bu genç subaylar gerçekleştirmiştir. Mustafa Kemal Paşa 1919’da Türk Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için inisiyatif aldığında 38 yaşında, İsmet Paşa 1920’de genelkurmay başkanı olarak atandığında 36 yaşındadır. Kitapta incelenen ikinci temel konu ise; Cumhuriyet ordusunun 1923’teki kuruluşundan 1960’ta verdiği ilk siyasi tepkiye kadar, cumhuriyetin değişen sosyo-politik yapısından ve uluslararası konjonktürdeki değişikliklerden nasıl etkilendiğidir.