27 Mayıs İhtilali sonrasında hem Türk halkı hem de dünya kamuoyu yapılan hareketin niteliği ve hedeflerini merak ediyordu. O nedenle 27 Mayıs’tan sonraki süreçte yapılan hareketi tanımlamak için harekete olumlu bakanlar genellikle “devrim“, “ihtilal“, “inkılâp“, kelimelerini kullanırken, kendisini tarafsız olarak tanımlayanlar “müdahale“, kendilerini 27 Mayıs’ın mağdurları olarak görenler ide “darbe, fiili durum ve hükümet darbesi” gibi sözcükleri kullanıyorlardı.
27 Mayıs’tan sonra öne çıkan iki kişi dikkat çekiciydi. Bunlardan biri Orgeneral Cemal Gürsel, diğeri de Kurmay Albay Alparslan Türkeş’ti. 27 Mayıs sabahı radyodan yaptığı duyuru ile Alparslan Türkeş, Türkiye’de demokrasinin buhran içinde bulunduğunu ve son gelişmeler nedeniyle kardeşkanının dökülmemesi için ordunun yönetimi ele aldığını belirtirken, aynı gün Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan basın toplantısında da ihtilalin amacının “demokrasinin saplandığı çıkmazdan kurtarılması” olduğunu ve “hiçbir şahsi ihtiraslarının olmadığını” belirtiyordu.
“Demokrasi Özleminden Demokrasi Arayışına” adlı kitapta 27 Mayıs’ı yapan subayların sıcağı sıcağına düşünceleri, amaçları, Türkiye’deki demokrasi özlemleri ve arayışlarını Cevat Fehmi Başkut Yaşar Kemal ve Ecvet Güresin’in mülakatlarının ışığında bulacaksınız.