Yurdumuz dünyada bulunduğu konum gereği çok farklı coğrafik özelliklere sahip olması nedeniyle çok zengin bir biyoçeşitliliğe sahiptir. Ülkemiz neredeyse bir kıtaya yakın tür, ekosistem, genetik ve ekolojik işlev çeşitliliğine sahiptir. Özellikle son yıllarda etkisini daha fazla hissettiren küresel iklim değişikliğinin mevcut çeşitliliğin üzerine etkilerinin olacağı kuşkusuzdur.
Bir yandan yurdumuzda ve dünyada yaşanan tür kayıplarının artması nedeniyle bilim insanları nesli tehlike altına giren veya girmek üzere olan türlerin korunmasına yönelik çalışmalarını arttırırken diğer yandan özellikle insan faaliyetleri sonucu habitat kayıpları ve tür kayıpları da artış göstermektedir. Bu nedenle bilim insanları ülkelerinde yaşayan canlıların envanterini oluşturmayı, ülkelerindeki mevcut türlerin popülasyon yoğunlukları, popülasyonları tehdit eden faktörleri, alınması gereken önlemleri vb. belirleme çabası içerisine girmiş, özellikle de nesli tehlike altındaki ve/veya endemik türler için tür koruma eylem planları yanında bir veya daha fazla kritik türü (IUCN kriterlerine göre Duyarlı (VU), Tehlikede (EN) ve Kritik (CR) kategorisindeki türler) barındıran alanları korumaya yönelik yöntemler geliştirmeye ve çalışmalar yapmaya hız vermişlerdir.