Egemberdi Ermatov, Çağdaş Kırgız edebiyatında, özellikle bağımsızlık sonrası dönem şiirinde, iz bırakan sanatçılardan biridir. Onun şiirle tanışma süreci çocukluğunun ilk yıllarında, doğduğu ailede başlamıştır. Ermatov, bir halk şairi olan babasının komuz eşliğinde okuduğu şiirlerle ve anlattığı halk hikâyeleriyle büyümüştür. O, ilk ve ortaokul yıllarında Kırgız halk şairlerinin eserlerini okuduğu gibi çağdaş Kırgız şairlerinin şiirlerini de okuyarak şiire dair birikimini geliştirmiştir. Bu birikimi şahsi yeteneği ve harcadığı emeklerle birleştirerek gençlik yıllarında ilk şiirlerini yazmaya başlar. Moskova’da aldığı edebiyat eğitimiyle bu birikimini daha da geliştiren Ermatov, profesyonel edebiyata 1970’li yıllarda adım atar.
Bir şair ve bir münevver olarak Ermatov’u farklı ve değerli kılan, onun yaslandığı değerler ve Kırgız edebiyatındaki tekdüze anlayışa karşı ortaya koyduğu geniş bakış açısıdır. Geçmişte, edebi yönü güçlü olmadığı halde, nice Kırgız şairi ideolojik sebeplerle baş tacı edilmişken “Muhammed Peygamber Destanı” gibi konu olarak Kırgız şiirinde ilk defa yazılan bir eseri, Kırgızların en iyi bildikleri destan formunda ortaya koyan Ermatov’un bir kenarda kalması ve unutulması onun değil, geride kalanların eksikliği olacaktır.