İnsanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edebileceğimiz felsefenin neden Antik Yunan medeniyetinde ortaya çıktığı her zaman bir merak konusu olmuştur. Bu nedenle, felsefenin başlangıç noktasını aydınlatmaya çalışan pek çok araştırmacı, Antik Yunan medeniyetinin sahip olduğu dinamikleri çok yönlü bir şekilde ele alarak felsefenin ortaya çıkışına ilişkin çeşitli izahlar getirmeye çalışmışlardır. Yapılan araştırmalardan yola çıkarak Yunanlıların kültürel, entelektüel ve sosyal açılardan zengin bir yapıya sahip olduğu anlaşılmakla beraber bu yapı felsefi düşüncenin gelişimine önemli bir zemin hazırlamıştır. Antik Yunan medeniyetini diğer medeniyetlerden ayıran bu özgün yapı, dönemin dini düşüncesiyle her zaman iç içe olmuştur. Bu dini düşünce, mitolojik anlatılar aracılığıyla insanın, kendinden hareketle içinde yaşadığı doğayı anlamlandırmasına katkı sağlamıştır.
Yunan dini düşüncesi, felsefenin oluşumunda önemli bir etken olarak kabul edilse de felsefeyle Yunan dini düşüncesi arasında doğrudan bir devamlılık veya Yunan dini düşüncesinin kendisinin bir tür felsefe olduğu gibi bir yanlış değerlendirme, birçok önyargı ve çelişkiyi beraberinde getirecektir. Yunan dini düşüncesi bir felsefe olmamakla beraber, felsefenin oluşumuna nasıl bir imkân sağladığı üzerinden yapılacak bir bakış açısı daha sağlıklı bir değerlendirmeye yol açacaktır. Bu nedenle Yunan dini düşüncesine karşı böyle bir bakış açısının getirilmesi Mythos ve Logos kavramlarını daha iyi kavramamızı sağlamakla beraber aynı şekilde Antik Yunan medeniyetini farklı bir açıdan tanımayı da mümkün kılacaktır.
Sayfa: /