Hatırlamak, insanın kaybettiği ya da unuttuğu bir şeyi hatırına getirmesi başka bir ifadeyle onu bulması demektir. Hatırlamayı kaybetmek, unutmak ve bulmak kelimeleriyle tamamladığımızda ancak bir anlam bütünlüğü yakalamış oluruz. Çünkü insan bir şeyleri kaybetmemek ya da unutmamak için hatırlama eyleminde bulunur. İnsanın varoluşunun özüdür aynı zamanda hatırlamak zira yaratılanlar içinde sadece insana bahşedilmiş bir özelliktir bu. İnsan, hatırına gelenlerin unutulup gitmemesi için bunları kayıt altına alma ihtiyacı duyar. Hatıra türünün ortaya çıkışı da bununla ilgilidir yani yaşanmış bir gerçekliğin yazıya dökülmesi. İnsan her ne kadar unutmamak için geçmişini kayıt altına alsa da sadece bu değildir hatıranın yazılma amacı. Unutma endişesi kadar unutulma korkusu da bu türün oluşmasında etkilidir. Her hatıra aynı zamanda bir ihtardır. İhtar yani hatırlatma, uyarma. İnsanın neyi kaybettiğini, neyi aradığını hatırlatan, onu unutmaması gerekenler konusunda uyaran bir ikazdır hatıra. Hatırlatma, hem insanın kendini kendisine hatırlatması hem de başkalarına. Kaydedilmiş hatıralar insanın yok olup gitme ihtimalini de ortadan kaldırır.