Bir kitabın ortaya çıkması her zaman bir problemle başlar. Aslında bu her türlü bilimsel çalışmanın da temelini oluşturan bir fikirdir. Elinizdeki kitabın ortaya çıkmasının temelinde Mardin’in kadim bir şehir olmasına rağmen kent kültürüve anlatı geleneğiyle ilgili çalışmaların azlığı yatmaktadır. Zira kadim şehir Mardin, kökleri geçmişte olan sözlü ve yazılı geleneğe sahip müstesna bir kenttir. Çok dilli, çok dinli yapısı şehre, çok kültürlü kozmopolit bir kimlik kazandırmaktadır. Bu kimliğin oluşmasında uzun zamandan beridir bir arada yaşamayı tecrübe edip bunu vaz geçilmez alışkanlıklara dönüştüren şehirdeki farklı kimlikler etkili olmuştur. Kentte yüzyıllardır varlık gösteren topluluklar ortak kültürel değerleri paylaşarak birçok hususta birbirlerine benzemenin mücessem hali olmuşlardır. Bu kitapta yukarıda bahsedilen bütün din, dil ve ırkların kültürel kodlarında karşılığını bulan Mardin örneğinde olmak üzere masaldan efsaneye; atasözünden deyim, mani ve fıkralara, tekerlemeden bilmeceye; duadan bedduaya kadar birçok sözlü anlatı türüyle ilgili örnekler yer alacaktır. Bütün bu anlatılar “Mardin Anlatıları” şemsiyesi altında bir potada buluşarak Mardin ve yöresinin anlatı dünyasına küçük bir kapı aralayacaktır. Beraber ağlayan, gülen, üzülen, sevinen, oynayan ve eğlenen bir şehrin kültürel komşuluklarının bütün reel yaşamda var olduğu zannedilen yüksek duvarları yıkabildiğini bütün bu sözlü anlatılar bizlere açıkça göstermektedir.