“Yol” kavramı; insanın içerisinde olduğu her alanın, felsefenin, mitolojinin, edebiyatın ve halk muhayyilesinden doğmuş her bir ürünün bünyesinde farklı boyutları ve sembolik an- lamlarıyla yer alan önemli bir metafordur. Durağanlıktan uzak ve daimî bir harekete haiz yapısı nedeniyle keşif, arayış, yenilenme, değişim, dönüşüm, devinim kavramlarıyla beraber okunan “yol yolculuk”, insanın sonlanmayan merakı ve arayışı sayesinde sözlü kültürde yaratılan ve aktarılan anlatılardan günümüz eserlerine kadar yerini korumayı başarmıştır. Halk bilimi, mitoloji, edebiyat, tarih, din, gibi birçok disiplin için oldukça zengin kaynaklar olan velâyetnameler de “yol/yolculuk” kavramlarını; insanı, insanın doğa karşısındaki konu- munu, kutsal ile kurduğu ilişkiyi mitik ve tasavvufi bağlamda aktarma işlevleri için sembolik bir düzlem olarak kullanmıştır.
Elinizdeki bu çalışma; “sır” dili anlayışı etrafında şekillenen Alevi inanç sisteminin mitik ve tasavvufi dünyasından doğan velâyetnâmelerdeki yol/yolculuk kavramlarını sembolik düzlemde okumak ve bu sembolizmi velilerin izini sürerek çözümlemek amacıyla çıkılan yolun bir ürünüdür.
Bütün mürşitlerin tarif ettiği
Sadıkların menziline yettiği
Enbiyanın evliyanın gittiği
İzde ben bir insan olmaya geldim
Mihri Dede